Ortodonti
20 Kasım 2018

Ortodonti nedir?

Ortodonti, diş hekimliğinin diş ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi ile ilgilenen uzmanlık dalıdır. Ortodonti, ayrıca Latince'de düz anlamına gelen “ortos” ve diş anlamına gelen "dontos” kelimelerinden köken alan bir kelimedir. 

Ortodontist kimdir?

Ortodontist, diş ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi konusunda uzmanlaşmış diş hekimidir. Ortodontist olmak için önce diş hekimliği fakültesini bitirmek sonra da dört yıl veya daha uzun sürebilen bir uzmanlık ya da doktora programını tamamlamak gerekir. Bu eğitim sırasında ortodontist, diş hareketini kontrol etmek (ki bu girişimlerin genel adı ortodontidir) için ve yüz gelişimini yönlendirmek (bu tedavi yaklaşımı ise çene ve yüz ortopedisi olarak adlandırılabilir) için gerekli bilgileri öğrenir. Sadece bu uzmanlık veya doktora eğitimini başarı ile tamamlamış olan diş hekimleri, ortodontist ünvanını kullanabilirler. 

Ortodontik bozuklukların olası nedenleri nelerdir?

1- Koruyucu hekimliğin hastalara sunduğu olanaklardan yararlanılamamış olabilir; mesela süt dişlerindeki çürükler "nasıl olsa değişecek" mantığıyla tedavi edilmemiş, zamanından önce dişler çekilmiş, fluor ve fissür koruyucu uygulamaları göz ardı edilmiş olabilir.

2- Genetik faktörler: Özellikle iskeletsel bozukluğu olan bireylerde soy geçmişte benzer bir anomalinin olup olmadığı önemlidir. Kalıtımsal diş eksiklikleri, dar üst çene, çapraşışlık problemleri de kalıtımsal olarak çocuğa geçebilmektedir. Bu durumda ortodontik sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. Yapılması gereken ise; çocuğu süt dişlenme döneminden başlayarak düzenli diş hekimi kontrolüne götürmektir.

3- Kulak-burun-boğaz problemleri: (Bademcik iltihabı, burun ve geniz eti varlığı; sürekli ağzı solunumu gibi) çene kemiklerinin şekillenmesinde engel oluşturabilir ve diş sürme bozuklukları yaratabilirler.

4- Kötü alışkanlıklar: Parmak emme, uzun süre yalancı emzik veya biberon kullanma, dil emme, dudak emme, kalem ısırma gibi kötü alışkanlıklar da diş ve çene yapılarında ortodontik bozukluklara neden olabilmektedir.

5- Bazı kas bozuklukları da ortodontik problemlere neden olabilir.

Ortodontik tedavinin yaşı nedir?

Ortodontik tedavi her yaşta uygulanabilir. Eğer, iskeletsel bir problem yoksa ve sadece dişlerde çapraşıklık varsa bu bozukluklar, her yaşta ortodontik tedavi ile düzeltilebilir. Hastanın yaşı sadece hareketin ve tedavinin süresini etkiler. Ancak, iskeletsel bir sorun varsa, ergenlik döneminin sonuna kadar bu bozuklukların tedavisi ortopedik tedavi yaklaşımları ile düzeltilebilir. Yetişkin dönemde ise bu tarz iskeletsel sorunlar, ortognatik cerrahi operasyonlar ile beraber yürütülen ortodontik tedavi ile düzeltilebilir. Günümüzde estetik görünmeyen teller (şeffaf braketler) , dişlerin arkasına takılan teller (Lingual teknik) ve şeffaf kalıplarla (Invisalign) dişler düzeltilebilmekte.

Ortodontik tedavi ne kadar gereklidir?

Ortodontik tedavi, dişlerdeki çapraşıklığı ve çeneler arasındaki uyumsuzluğu düzelterek; sadece estetiğe yönelik olmayıp, ileride olması muhtemel dişeti hastalıkları ve alt çene eklemindeki problemleri önlemenin yanı sıra çiğneme fonksiyonunu ve bozuk olan konuşmayı düzeltmeye yardımcı olmaktadır. Daha çok dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi olarak bilinen ortodontik tedavi, kendi içinde çeşitli tedavi tekniklerini barındırır. Ağızdaki ortodontik soruna göre hareketli apareyler, fonksiyonel apareyler ve sabit apareyler ile tedaviler yapılabilmektedir. Fazla karmaşık olmayan ortodontik sorunlar, hasta tarafından takılıp çıkartılabilen plastik hareketli apareyler ile çözülebilmektedir. Alt veya üst çenenin yetersiz gelişimi ve aşırı gelişimi için fonksiyonel apareyler denilen çenelerin belirli bir yöne doğru gelişmesine yardımcı olan araçlar büyüme-gelişim döneminde kullanılır. Ortodontik tedavide son dönemlerde daha geniş bir yer tutan sabit apareyler ise, dişlere yapıştırılan ve braket diye adlandırılan araçların üzerindeki oluklara yerleştirilen tellerin dişleri hareket ettirmesi felsefesi ile etki gösterir. Bu temel apareyler dışında yardımcı birçok aparey daha mevcuttur. Aktif ortodontik tedaviler tamamlandıktan sonra, yapılan tedavilerde geri dönmeleri, bozulmaları önlemek için pekiştirme tedavileri de büyük öneme sahiptir. Bu tedavi dönemi için pasif olarak çalışan çeşitli apareyler kullanılmaktadır.

Temelde ortodontik tedavinin asıl hedefleri; çiğneme fonksiyonunun düzeltilmesi, konuşma fonksiyonunun düzeltilmesi, ağız hijyeninin daha iyi sağlanmasına yardımcı olunması, estetiğin sağlanması ve hastanın toplum içinde kendine olan güvenini artırarak psikolojik destek sağlamaktır. 

Ortodonti, ayrıca kulak-burun-boğaz uzmanları ile birlikte çalışarak hastanın burun solunumu yapabilmesine katkıda bulunabilmektedir. Plastik cerrahlar veya çene cerrahları ile de erişkin hastalardaki iskeletsel sorunların çözümünde, dudak-damak yarıklı bebeklerin ve çocukların tedavisinde ortak çalışmaktadır. 

Ortodonti, diş hekimliğinin diğer dalları ile de sürekli birlikte çalışmaktadır.

Süt dişlerindeki çürüklerin ve süt dişlerinin zamanından önce çekilmesinin; ortodontik bozukluklara, daimi dişlerin çene kemiği içerisinde gömük kalmasına neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. 

Ortodontik açıdan süt dişlerinin önemi nedir?

Süt dişleri, doğumdan sonraki 6. aydan itibaren belirli bir sırayla sürmeye başlarlar ve yaklaşık 2,5 yaşındaki bir çocukta tüm süt dişleri sürmüş olur. Alt ve üst çenede toplam 20 tane süt dişi, 6 yaşına kadar ağızda kalmaya devam eder. Bu dönemden 12 yaşına kadar tüm süt dişleri, sırayla yerlerini daimi dişlere bırakır. Bu değişim döneminde süt dişlerinde oluşan büyük çürükler ve erken süt dişi kayıpları, daha arkada bulunan dişlerin bu boşluklara doğru hareketi sonucu çapraşıklıklara ve daimi dişlerin süremeyerek gömük kalmalarına neden olabilir. Bu nedenle, süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalmaları oldukça önemlidir. 

Ortodontik bozuklukların oluşumunda süt dişlenme dönemindeki durumlar, tek başına sorumlu değildir. Ortodontik sorunlar, genetik olarak da anne-baba veya daha büyük aile üyelerinden çocuklara geçebilmektedir. Bunun dışında, bebeklik döneminde anne sütüyle yetersiz beslenerek veya biberon ve yalancı emzik kullanımına yönelik yapılan yanlışlıklar; çocukluk dönemindeki parmak emme, dudak emme, dil itimi ve ağızdan solunum gibi kötü alışkanlıklar da ortodontik sorunlara yol açabilmektedir. Ağızdan solunum durumunda burun solunumunu önleyen sorunlar varsa, bunları gidermeye yönelik olarak kulak-burun-boğaz uzmanlarıyla ortak çalışılmalıdır.